Tiroid Hastalıkları Çeşitleri ve Tedavi Yöntemleri

tiroid hastalıkları

HİPERTİROİDİZM

Endokrinoloji alanında en sık rastlanan hastalıktır. Çeşitli adlar altında tanınmaktadır: Tireotoksikoz, Toksik diffüz guatr (Basedow hastalığı, Graves hastalığı), Toksik nodüler guatr veya Toksik adenom (Plummer hastalığı).
Klinik tablo: En sık rastlanan yakınmalar şunlardır: Aşırı sinirlilik ve canlılık hali, fazla terleme, sıcağa tahammülsüz, çarpıntı, yorgunluk, zayıflama, nefes darlığı, halsizlik, sık ve çok acıkma hali, göz yakınmaları, bacaklarda şişlikler, sık defekasyon, bazen diyare, bazan peklik, ürkeklik, korkaklık hali.

En çok görülen objektif semptomlar: Taşikardi, guatr, derinin nemli ve ince olması, tremor, tiroit üzerinde sufl duyulması, ekzoftalmi, atrial fibrilasyon, jinekomasti, nabız basıncının artması, dermografizm artması, hiperaktivite.

Laboratuvar bulguları: T3, T4, proteine bağlı iyot, radyoaktif iyot tutulması artmış, kanda kolesterin azalmıştır. Lökopeni ve lenfositoz beklenir.

Toksik diffüz guatrda (Basedow-Graves hastalığı) hipertiroidizm belirtilerine ek olarak guatr, ekzoftalmi ve pretibial ödem gibi semptomların hepsinin veya hiç değilse ekzoftalminin de bulunması gerekir. Toksik adenom veya Toksik mültinodüler guatrda (Plummer hastalığı) bir veya daha fazla tiroit nodulu vardır ve bunlar aşırı hormon salgılamaya başlar. Tbksik guatr yaşlılarda daha sık görülmektedir.

Tedavi

Genel tedavi: Hipertiroidili her hasta klinik tedavisi görmelidir. Tek ya-taklı bir odada yatırılmalı ve antitiroid tedavinin sonuçları alınıncaya kadar sedatif bir tedavi görmelidir. Flufenazin (Moditen), mezoridazin (Lidanil), diazepam (Diazem kapsül, Valibrin kapsül, Zepam tablet, Nervium tablet), medazepam (Enobrin kapsül, Nobraksin draje, Nobrium draje), okzazepam (Serepax tablet) verilebilir.

Sempatik sinir sisteminin eksitabilitesinin artması ile ilgili hipertiroidi semptomları olan taşikardi, tremor, fazla terleme, sıcağa tahammülsüzlük, defekasyon bozuklukları gibi yakınmaların giderilmesi için Betareseptör blokerleri kullanılır. Beta adrenerjik blokerler arasında nadolol (Betadol 40 ve 80 mg), propranolol (Dideral 40 mg tablet, Proderal 20 mg tablet), oksiprenol (Trasicor 80 ve Trasicor Eetard tablet) gibileri tercih edilir. Yüksek doz kullanılmalıdır. Dideral dozu günde 3-4 defa 40 mg dır.

Diyet: Kalorisi yüksek bir diyet uygulanması gerekir. Günlük protein miktarı kg başına 1,5 g olarak hesaplanmalı ve erişkin bir hastaya günde 100 g protein verilmelidir. Bunun yarısı hayvansal proteinlerden olmalıdır. Karbonhidratlar ve yağlar için sınırlama yoktur. Süt, sebzeler ve meyvalar bol miktarda verilir. Başta A vitamini olmak üzere bütün vitaminleri yeter miktarda yazmalıdır.

İyot tedavisi: Lugol solüsyonu (İyot 1 g, potasyum iyodür 2 g ve su 20 mi) olarak yazılır. Günde 2 defa 5-10 damla verilir. Hemen her zaman bir düzelme sağlar. Metabolizma düşer, guatr küçülür, vaskülarizasyon azalır. Fakat iyot tedavisinin terapötik etkisi uzun sürmediği için bu gün artık rutin hipertiroidi tedavisinde yeri kalmamıştır. Uzun süre verilmesi sakıncalıdır, iyot krizi meydana getirebilir. Günümüzde bazı cerrahî kliniklerinde sadece ameliyata hazırlık döneminde verilmektedir. Aslında çok kanlı olan tiroit ameliyatlarını, iyotla az vaskülarize hale getirmek suretiyle mümkün olduğu kadar kansız ameliyata dönüştürmek bizce doğrudur.

Tionamid grubu

Tireostatikler: Bunlar a) Propiltiourasil, b) Metimazol, c) Karbimazol’dür. Yurdumuzda ilk ikisi bulunmaktadır.

Propiltiourasil (Propycİl tablet 50 mg, Tirostaz tablet 50 mg): Tiroit hormonunun sentezini durdurucu ilâçtır. T4 ün T3 e dönüşümünü bloke ettiği ileri sürülmüştür.

Dozaj: Başlangıçta 150 mg (3 defa 1 tablet) verilir. Birkaç gün sonra günlük doz 3 defa 2 tablete çıkarılır ve öylece devam edilir. Uygun olgularda optimal sonuç ilk hafta sonunda alınır. Maksimal sonuç ise tedavinin üçüncü veya dördüncü haftası sonunda elde edilir. Ancak bundan sonradır ki idâme dozuna geçilir. İdâme dozu günde 50-100 mg dır. İdâme dozuna tedavinin ikinci veya üçüncü ayından sonra geçilmesini önerenler de vardır. İdâme tedavisi 1-1,5 yıl sürdürülür. Tedavi erken kesilirse residiv görülür, o takdirde en son kullanılan doz tekrar verildiğinde yeniden düzelme sağlanır. Bu hastaları lökosit sayımı ve formülü yönünden iyi izlemek gerekir.

Propiltiourasil tedavisi görenlerde ilk hafta sonunda veya ikinci üçüncü hafta içinde agranülositoz ortaya çıkabilir. İlk üç hafta içinde böyle bir yan etki görülmediği takdirde kan sayımlarının ayda bir kontrolü yeter. Ayrıca bu grup ilâçların allerjik deri döküntüleri yaptığını da biliyoruz. Olguların % 1-3 ünde rastlanmakla beraber tedavisi kolaydır, antihistaminiklerle deri belirtileri geçer ve tireostatik tedavinin kesilmesi gerekmez.

Metimazol (Thyromazol tablet 5 mg): Etki tarzı propiltiourasil’in aynidir. Özellikle Propycil’e allerjik hastalarda ve kısa bir tedaviden sonra agranülositoz (lökopeni, lenfositoz) belirtileri görülenlerde tercihen kullanılır.

Dozaj: Günlük başlangıç dozu 20-50 mg dır. Maksimal tedavi sonucu 2-3 hafta içinde alınır. Ondan sonra günde 5-10 mg ile idâme dozuna geçilir, 1-1,5 yıl sürdürülür.

Ekzoftalmi oluşumunu önlemek amacıyla tionamit grubu, ilâçlarla birlikte kuru tiroit ekstresi (Thyranon tablet 100 mg) verilir. Bunun günlük dozu 50-100 mg dır.

Radyoaktif İyot tedavisi: I131 in özellikle tiroit içinde toplanması, beta ve gama ışınları yayınlayarak tiroit dokusunu eritmesi esasına dayanan bir tedavi yöntemidir. Hem Basedow hastalığında hem de toksik nodüler guatrda etkili olmaktadır. Genç hastalarda da kullanılabilmektedir, zira evvelce korkulan ışınlama hasarları (kısırlık, tiroit karsinomu ve lösemi oluşumu, gen bozuklukları) 50 yıllık hassas araştırmalar sonunda saptanmamış bulunmaktadır. Radyoiyot tedavisinin kolay uygulanabilir ve ucuz olması, endişe duymaksızın gençlerde de kullanılabilmesi en büyük öncelliğini meydana getirir. Tek sakıncası uzunca bir zaman sonra hipotiroidi oluşturmasıdır. Bu da hastanın belli aralarla kontrol edilmesi sayesinde erken tanınabilir.

Dozaj: Gerekli iyot dozu genellikle bir defada içirilir. Ağır ve ekzolftalmik olgularda hesaplanan doz 2-3 porsiyon halinde verilebilir. İlk dozdan 15 gün sonra sübjektif bir düzelme başlar. Objektif bulgulardaki düzelme ise ancak 1 ay sonra ortaya çıkar. Radyoiyodun bir defada verilmesinden sonraki şifa 2-3 ay, 2-3 porsiyon halinde verildiğinde ise 5-9 ay sonra beklenmelidir. Tedavi başarıları çok iyidir. Olguların ancak % 4 ünde residiv görülebilmektedir.

Tedavi başarısı ancak aylar sonra belirdiği içindir ki hastayı daha önce rahatlatmak amacıyla radyoiyot tedavisine başlandığı günden itibaren 2 ay süreyle Propycil verilmesi gerekmektedir. Bir başka görüşe göre, ağır ve ekzoftalmik hastalarda radyoiyottan önce bir süre Propycil vererek hastayı salâha kavuşturmak gerekir. Bu tedavinin tek kontrendikasyonu gebeliktir. Çünkü fetusun tiroidi, 3 aylıktan itibaren iyot tutmaya başlamaktadır.

Cerrahî tedavi: Amaç hipertiroidili doku miktarını küçültmek ve normal miktarda hormon salgılanmasını sağlamaktır. Baskı belirtileri meydana getiren büyük guatrlı olgularda, plonjan guatrlarda ve iri nodüllü guatrlarda endikedir. Bir de sosyal endikasyon diyebileceğimiz bir durum vardır ki o da ilâç yutmayı sevmeyen veya düzgün şekilde ilâç kullanamayan, izlenmesi güç hastalarda kesin bir tedavi yöntemi olarak görülmektedir. Hipertiroidili hasta ameliyattan bir süre önce kliniğe yatırılır. Propycil ve sonra da iyotla (Lugol solüsyonu, günde 2 defa 10 damla) hasta ötiroid hale getirilir; tiroit dokusu iyotla az vaskülarize duruma gelmiş olur. Bu durumdaki hasta bekletilmeden ameliyata sevkedilir.

Tiroit ameliyatının komplikasyonları: Postoperatif tetani ve Nervus rekürrens paralizisine bağlı ses kısıklığı olguların ancak % 1 inde görülmektedir. Ödeme bağlı ses kısıklıkları birkaç gün içinde kendiliğinden geçer. Residiv ise 40 yaşın altmdakilerde görülebilir, fakat yaşlılarda hiç görülmez. Subtotal tiroidektomilerden sonra mikzödem olasılığı fazladır. Bunu önlemek için ameliyattan sonra hastaya tiroit ekstresi (Thyranon) verilmesi gerekir. Bu sayede guatr oluşumu da, ekzoftalmi oluşumu da önlenmiş olur.

Gebelikte hipertiroidizm tedavisi: Özellik taşır. Bazı olgularda sadece sedatiflerle yetinmek olasıdır. Sedatiflerin yeterli olmadığı durumlarda düşük dozda propiltiourasil (Propycil, Tirostaz) verilebilir. Bunlarda günlük doz 150-200 mg ı geçmemelidir. Bazı olgularda ise gebeliğin 4.-5. ayları içinde subtotal tiroidektomi yapılabilir. Gebelerde radyoiyot tedavisinin kontrendike olduğunu belirtmiştik.

Kardiyak komplikasyonların tedavisi: Sık görülen atrial fibrilasyon için ayrı bir tedaviye gerek yoktur, antitiroid tedaviyle düzelir. Kalp yetmezliği belirtileri ortaya çıkarsa o zaman kalp glikozitleri (Digoxin, Digimerck) verilir.

TİROİT KRİZİ (BASEDOW KOMASI) TEDAVİSİ: İyi hazırlanmadan ameliyata verilmiş hipertiriodili hastalarda evvelce sıkça görülmekteyken bugün artık bu hususa dikkat edilmekte ve tiroit krizi hemen hemen hiç görülmemektedir. Yine de doğum, travma, radyasyon, enfeksiyon, antitiroit ilâçların bırakılması gibi nedenlerle seyrek te olsa tiroit krizine rastalanabileceği düşünülerek bu tablonun bilinmesinde yarar umuyoruz. Basedow koması, tireotoksikoz tablosundaki semptomların birdenbire çok şiddetli hale gelmesi demektir. Buna bazı semptomlar da eklenir: Ateş yükselmesi, aşırı derecede kas astenisi, huzursuzluk, konfüzyon, psikotik reaksiyonlar, hattâ koma, vasküler kollaps.

Tedavisinde enerjik davranmalıdır. Hastanın daha önce iyot alıp almadığına bakılmaksızın derhal iyot verilir. Verilecek iyot dozu yüksek olmalıdır: 150-300 damla. Bunun etkisi kısa süreli olduğu için diğer antitiroit ilâçların da beraber verilmesi gerekir. Ağız yoluyla alamıyorsa nazal sonda ile 250 mg (5 tablet) Propycü verilir. Ayni şekilde 80 mg propranolol (Dideral) verilmeğe çalışılır. Buna 6-8 saat aralarla devam olunur. Prednisolon (Prednisolon ampul) verilmesi (25-50 mg) de öğütlenebilir. Serum tedavisi (glükoz, elektrolitler), soğuk kompres tatbiki, trankilizan verilmesi de ihmal edilmemelidir.

Yoğun bir tedavi yapılmış olsa dahi tiroit krizlerinde mortalite % 25 civarındadır.

HİPOTİROİDİZM

Çoğunlukla tanısında gecikilen, fakat tedavisi başarısı ile hekimin yüzü-nü güldüren bir hastalıktır. Hastalığın erken belirtileri: Halsizlik, işe isteksizlik, yorgunluk, çok üşüme, hiç terlememe, saçların kuruması ve dökülmesi, tırnak kırılmaları, fazla uyuma, sarhoş edasıyla konuşma, kaşların dış kısımlarının dökülmesi. Hastalık ilerledikçe bunlara derinin kuruluğu, üst göz kapaklarında şişlik, alt göz kapaklarında yağ tabakaları, bradikardi, ağır işitme, düşünme durgunluğu, kabızlık, dilin büyümesi gibi belirtiler eklenir. Kadınlarda menstrüasyon bozuklukları, erkeklerde libido azalması başlar. Fertilite azalmakla beraber bu hastaların çocukları olabilir. Bufissür, vücut şişmanlığı dikkati çeker (Mikzödem).

Laboratuar bulguları: Plazmadaki total T4 düzeyi düşer. TSH düzeyi yüksek bulunur. İyot tutulması düşüktür. Achilogramda relaksasyon zamanı uzamıştır. Serumda kolesterin artmıştır. EKG de düşük voltaj, QT uzaması ve yaygın T dalgası negatifliği ile sinüzal bradikardi dikkati çeker.

Tedavi

Basittir. Tiroit hjrmonu olan L-Tiroksin verilir. T3 hormonu içeren preparatlar tercih edilmez, ancak âcil durumlarda kullanılır. Bazı hekimler kuru tiroit ekstresini yazmaktadırlar. Preparatları şunlardır:

L-Tiroksin (Levotiron tablet 0,1 mg., Tefor tablet 0,1 mg): Beher tablet 100 mikrogram L-tetraiyodotironin (kısaca levotiron veya T4) içerir.

Dozaj: Yarım tabletle başlanır. İki gün sonra günde 2 defa yarım tablet, iki gün sonra günde 3 defa yarım tablet, daha sonra günde 2 defa 1 tablet verilir. Çarpıntıdan yakınılmadığı sürece dozu günde 3 defa 1 tablete çıkarıp 10-15 gün süre ile vermek gerekir. Tam dozun verilmesinden itibaren bir hafta içinde hastanın yakınmaları ve klinik semptomları sür’atle düzelir. İdâme dozu günde 2 defa 1 tablettir. Ömür boyu verilir.

L-Triiodotironin (Cynomel Draje 25 mikrogr, Tiromel tablet 25 mikrogr) T, preparatıdır.

Dozaj: Başlangıçta 1 tablet verilir. Günde 1 tablet ile 1 hafta devam edilir. Her hafta 1 tablet artırılarak üçüncü haftada günde 3 defa 1 tablete çıkılır. İdâme dozu günde 2 defa 1 tablettir.

Kombine T4+T3 preparatı (Bitiron tablet): Bir tablette 50 mikrogr T4, 12,5 mikrogr T3 vardır.

Dozaj: Günde 1/4 tablet ile başlanır. Her 15 günde bir günlük doz 1/2 tablet artırılarak optimal doz olan günlük 2 tablete çıkılır. Ağır miközdem olgularında günlük doz 3 defa 1 tablet olabilir. İdâme dozu günde 1 tablettir.

Kuru tiroit ekstresi (Thyranon tablet): 100 mg kuru tiroit ekstresi içeren tabletleri ilk gün 2 x 1/2 tablet, ikinci gün 3 x 1/2 tablet, üçüncü gün 2 X 1 tablet, dördüncü günden itibaren günde 3 defa 1 tablet şeklinde kullandırılır. Hasta bir hafta içinde kilo kaybetmeğe başlar ve böylece etkili bir tedavi yapılmakta olduğu anlaşılır. 2-3 haftalık bir tedaviyle hasta tamamen iyileşir. İdâme dozu: Günde 1-3 tablettir. Hastada taşikardi ve ona bağlı palpitasyon ortaya çıkarsa doz yüksek kabul edilerek azaltılır. Aksine hasta terlemeye başlamazsa doz düşük kabul edilir. Koroner yetmezliği belirtileri bulunan mikzödemlilerde idâme dozunu % 50 düşük tutmalıdır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz