Kalsiyum Eksikliği Belirtileri Nelerdir?Neye İyi Gelir?

Kalsiyumun tüm sağlık yararları arasında en önemlileri kemik ve diş sağlığının korunmasına yardımcı olmasının yanı sıra, kolon kanserinin önlenmesinde ve obezitenin azalmasında da etkili olmasıdır. Yaşlılığa ulaşana kadar doğumdan itibaren kalsiyuma ihtiyacımız var. Bebeklerde kemik ve diş büyümesi için gereklidir; ergenlik döneminde, kemikler geliştikçe, büyümeyi desteklemek için tekrar kalsiyum gereklidir.

Son olarak, yaşlandıkça, kemiklerimiz gözenekli ve zayıf olur, dolayısıyla bol miktarda kalsiyum almak gerekir. Etrafımızdaki süslü diyetler yüzünden, genellikle süt ürünleri dahil olmak üzere tüm gıda grupları gibi kalsiyum açısından zengin gıdalardan da kaçınmaya eğilimliyiz. Bu kaçınma genellikle besin eksikliği ile sonuçlanır.

Raporlar, özellikle düşük kalorili diyetlerin kalsiyum bakımından zayıf olduğunu ve bu nedenle osteoporoz tehdidiyle karşı karşıya kalan kadın sayısının gün geçtikçe yükseldiğini söylüyor. Bu nedenle, yaşamınız boyunca yeteri kadar kalsiyum, D vitamini, magnezyum ve K2 vitamini tüketmek son derece önemlidir.

Kalsiyum, bir yetişkinde toplam vücut ağırlığının % 2’sini oluşturur. Kemiklerde ve dişlerde yüksek hacimlerde bulunur. Yaşamı tehdit eden kanamaları önlemek amacıyla dolaşım sisteminde de izleri bulunmaktadır.

Kalsiyum Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

Vücuttaki kalsiyum eksikliğinin belirlenmesi oldukça kolaydır. Kaslarınız ağrıdığında ve seğirdiğinde ya da ani kramplar ve spazmlar oluştuğunda şüphelenmek gerekir. Ayrıca, çarpıntı, yüksek tansiyon, osteoporoz, gevşek diş ve diş eti hastalıkları, uykusuzluk, adet öncesi kramplar, hipertansiyon ve artrit varsa, bu da kalsiyum eksikliğine işaret edebilir.

Yaşlılarda osteoporoz risklerini önemli ölçüde azaltabildiğinden, sağlıklı bir çocuk yetiştirme ve gençlerde düzenli bir kalsiyum tedariki çok önemlidir. Osteoporoz her üç kadından birinde görülür.

Besin Kaynakları Nelerdir?

Peynir ve yoğurt gibi süt ve süt ürünlerinde kolayca bulunur. Ayrıca, fındık, konserve somon, tohumlar ve bakliyatlar iyi kalsiyum kaynaklarıdır. Sütün en büyük kalsiyum kaynağı olduğu popüler bir fikir ama bu tam olarak doğru değildir; brokoli diyetinizdeki kalsiyum seviyelerini en hızlı şekilde artırabilir.

Yarım yağlı ve tam yağlı sütün çok benzer kalsiyum içeriğine sahip olduğunu belirtmek gerekir. Brokoli, ıspanak, portakal suyu, tahıllar, istiridye, soya, badem, börülce, yeşil bezelye, sardalye ve yeşil yapraklı sebzeler de bu mineralin zengin kaynaklarıdır.

Sağlıklı kemikler, diş etleri ve dişler için vazgeçilmez bir mineraldir. Doktorlar genellikle kalsiyum takviyelerini, özellikle osteoporoz veya osteopeni gibi kemik sorunlarının erken belirtilerini gösterenlere önermektedir.

Kemikleri Güçlendirir

Kalsiyum, omurgayı güçlendirir, vücudun doğru şeklini korumasını sağlar ve sırt ağrısını hafifletmeye yardımcı olur. Kemiklerin sağlıklı kalmasına yardımcı olur ve artrit ve osteoporoz gibi birçok iskelet şikayetini önler, bu da hareket özgürlüğünü artırabilir ve acıyı azaltabilir.

Kilo Kontrolü Sağlar

Kalsiyum, hem erkek hem de kadınlarda optimal vücut ağırlığını korumaya yardımcı olur. Diyetinizde mineral eksikliği varsa, vücut paratiroid hormonunu serbest bırakma eğilimi gösterir, bu da kemikleri kan dolaşımına bırakmak için uyarır. Kalsiyum, bu dengeyi korur. Öte yandan, paratiroid hormonu yağ üretimini uyarır ve daha sonra sizi obez hale getirecek şekilde parçalanmasını önler. Temel olarak, doğru miktarda kalsiyum aldığınızdan emin olun, böylece obezite ile uğraşmak zorunda kalmazsınız.

Kalp Kaslarını Korur

Kalsiyum kalp kaslarınızı korur. Bu esansiyel mineralin yeterli miktarlarda bulunması, kalp kaslarının uygun şekilde gevşemesine ve rahatlamasına yardımcı olabilir. Aynı zamanda sinir sistemi damarlarınızda uygun bir basınç sağlamaya yardımcı olur. Normal süreçte kalsitriol adı verilen bir hormon salınır ve bu da arterlerin düz kaslarını büzerek kan basıncını artırır. Kardiyak kasların kasılması için hücre dışı kalsiyum iyonlarına ihtiyaç vardır. Hücre içi kalsiyum konsantrasyonu arttığında, iyonlar protein troponin üzerinde bir araya toplanır. Bu, sarkoplazmik retikulumda depolanan kalsiyum tarafından aktive edilen iskelet kası dahil olmak üzere hücre dışı sıvı salgılanmasını uyarır.

Kolon Kanserini Önler

Yeterli kalsiyum, kolon kanseri riskini önler ve kansere yol açabilen poliplerin büyümesini bastırır. Kalsiyum, adenom ve kötü huylu olmayan tümör riskini azaltır. Bu aslında kolon kanserinin öncüsüdür, ancak kalsiyum alımının kanser riskini tamamen en aza indirip indirmediği halen bilinmemektedir. Vücudunuz ihtiyaç duyduğu şeyleri emdikten sonra aşırı mineraller bağırsaklarınızda kalır. Kolondan geçerken, bu emilmemiş kalsiyumun kanser promotörlerine bağlanarak vücuttan atıldığına inanılır. Çalışmalar, hem gıda maddelerinin hem de kalsiyum kaynaklarının bu koruyucu etkiyi sağladığını göstermiştir. İlaçlar sıvı formda alınmalıdır, çünkü sıvı vitaminler haplardan 5 kat daha iyi emilir.

Adet Öncesi Depresyonunu Azaltır

Yeterli miktarda kalsiyum, baş dönmesi, duygu durum değişiklikleri ve hipertansiyon gibi adet öncesi sendromunun semptomlarını hafifletir. Düşük kalsiyum seviyeleri, sinirlilik ve depresyon dahil olmak üzere adet öncesi duygu durum değişikliklerinden sorumlu olan hormonların salınımını tetikleyebilir.

Böbrek Taşı Oluşmasını Önler

Aslında idrar yolundaki kalsiyum ve diğer minerallerin biriktirdiği çökeltiler böbrek taşı olarak adlandırılır. Böbrek taşlarının en yaygın görülen şekli oksalat taşlarıdır. Önceleri, yüksek mineral alımı veya yüksek oranda mineral emilmesinin böbrek taşı oluşturduğu düşünülmüştür, ancak son zamanlarda yapılan çalışmalar, yüksek oranda kalsiyum alımının böbrek taşı riskini önemli ölçüde azalttığını göstermektedir. Kısacası, besinle kalsiyum almak, böbrek taşlarına neden olmaz, ancak suda bulunan fazla miktardaki kalsiyum kesinlikle böbrek taşlarına neden olur. Lahana ve ıspanak gibi yapraklı sebzelerden elde edilen yüksek oksalat tüketimi ve azalan sıvı tüketimi gibi diğer faktörler de böbrek taşı için büyük bir neden olabilir.

Alkalin pH Seviyesini Kontrol Eder

Abur cubur, fazla şeker ve koruyucu içeren gıda maddeleri vücutta asitliğin oluşmasına katkıda bulunur ve bu da kansere, böbrek taşlarına ve hipertansiyon gibi çeşitli hastalık koşullarına neden olabilir. Kalsiyum, sağlıklı bir pH düzeyini korumaya yardımcı olur, böylece genel sağlığınızı iyileştirir.

Kan Basıncını Düzenler

Araştırmalar, yüksek miktarda kalsiyum, magnezyum, potasyum ve lif içeren vejetaryen bir diyetin kan basıncını düzenleyebileceğini belirtmiştir. Diğer araştırmacılar, artan kalsiyum alımın hipertansiyonda etkili olduğu sonucuna varmıştır. Ulusal Sağlık Enstitüleri, “Hipertansiyonu Durdurmak için Diyet Yaklaşımları” (DASH) adlı bir araştırma çalışması yürütmüştür. Tipik Batılı diyet ile meyve ve sebzeler açısından zengin olan ve kalsiyum ile dolu bir diyetten oluşan iki farklı diyet karşılaştırılmıştır. Sonuçta kan basıncında azalma görülmüştür.

Yiyeceklerden alınan kalsiyum dahil olmak üzere besin maddelerinin kan basıncındaki etkisini test etmeye yardımcı olmak için, çeşitli yeme modellerinin kan basıncı üzerindeki etkisini araştırmak için bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışma üç farklı diyetin yüksek tansiyon üzerindeki etkilerini incelemiş ve çeşitli gıdaların kombine etkilerinin kan basıncı açısından faydalı olduğunu göstermiştir.

Genel olarak, yeterli meyve ve sebze alımının yanı sıra kalsiyumun kan basıncını kontrol etmede önemli bir rol oynadığı görülmektedir.

Diş Sağlığını Korur

Kalsiyum, çene kemiğini güçlü ve sağlam tutarak dişlerinizi korur, bu da bakterilerin gelişemediği sağlıklı dişlere neden olur. Özellikle genç yaşlarda kalsiyum alım miktarı yüksek olmalıdır, böylece çocuklar güçlü dişlerle büyüyebilir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz