Tekrarlayan Düşük Nedir? Nedenleri Nelerdir? Tedavisi Nasıl Yapılır?

gebelikte düşük

Tekrarlayan Düşük Nedir?

Düşüklerin en önemli nedenlerinden biri, bağışıklık sistemindeki bozukluklar. Anne adayının, gebeliğinin 20. haftasından önce, bebek henüz 500 grama ulaşmadan yaşadığı iki ve daha çok sayıda düşük “tekrarlayan düşükler” olarak adlandırılıyor.

Tekrarlayan düşük vakalarında bağışıklık sistemi nasıl bir rol oynamaktadır?

Son yıllarda üreme sağlığı ve immünoloji (bağışıklık bilimi) alanında kaydedilen gelişmeler, tekrarlayan düşük vakalarında bağışıklık sisteminin önemli rol oynadığına işaret ediyor. Daha önceleri, anatomik, hormonal ve genetik nedenlerle enfeksiyonlara, çevresel faktörlere bağlı olmayan düşükler, ‘nedeni açıklanamayan düşükler’ olarak tanımlanıyordu. Ancak son yıllardaki gelişmeler bu düşüklerin %80’inin bağışıklık sistemindeki bozukluklara bağlı olabileceğini ve bu vakaların birçoğunun yeni tedavi yöntemleriyle önlenebileceğini gösteriyor.

Bağışıklık sistemindeki bozukluklar nedeniyle oluşan düşükler ne gibi tedavi yöntemleriyle önlenebiliyor? Tekrarlayan düşüklerde heparin tedavisi, düşükte aspirin tedavisi nedir? Düşük Aşısı Nedir?

Bazı çiftlerde eşlerin bağışıklık yapısı çok benzer. Bu durumda annenin bağışıklık sistemi ya kendi proteinlerine ya da babanın proteinlerine reaksiyon gösterir ve bebeğe zarar veren hücreleri bloke ederek gebeliğin devam etmesini sağlayan antikorlar oluşmaz, düşük gerçekleşir. Bu mekanizmaya bağlı görülen düşükler, aktif veya pasif aşılama ile tedavi edilebilir.

Aktif aşılama : Anne adayının bağışıklık sistemi babaya ait proteinleri reddediyor. Bu durumda “aktif aşılama tedavisi” uygulanıyor. Aşı her çift için özel olarak geliştiriliyor. Babadan alınan kandaki akyuvar hücreleri ayrılarak hazırlanan aşı gebelikten üç ay önce, üç kez ve gebelik sırasında da bir kez anneye enjekte ediliyor.

Pasif aşılama : Anne adayının bağışıklık sistemi, kendi proteinlerini yabancı kabul ederek, bunlara karşı antikor üretiyor. Bu durumda, anne adayına damardan immünoglobülin veriliyor. “Pasif aşılama” adı verilen bu tedavi bebeğe zarar veren hücrelerin oluşumunu engelliyor.

Bağışıklık sistemine bağlı düşüklerin bir diğer nedeni de, anne vücudunun kendine karşı oluşturduğu antikorlardır. Bu antikorlar anne ve bebek arasında kan akımı ve beslenmeyi sağlayan damarlarda pıhtılaşmaya neden olarak düşüklere yol açar. Bu pıhtılaşma bebeğin beslenmesini ve oksijen almasını azaltır. Bu mekanizmaya bağlı düşüklerin tedavisinde bebek aspirini veya kanı sulandırıcı (heparin) ilaçlar kullanılır. Bu hastalara pasif aşılama tedavisi de uygulanabilir.

Düşük aşısı sadece normal yoldan elde edilen gebeliklerde mi uygulanabiliyor?

Hayır, tüp bebek ve mikroenjeksiyon yöntemleriyle oluşan gebeliklerde de uygulanabiliyor. Tüp bebek ve mikroenjeksiyon tedavileri sonrasında görülen düşükler de aktif aşılama ile tedavi edilebiliyor. Ayrıca tüp bebek uygulaması sonrasında ısrarla gebelik elde edilemeyen vakalarda da babadan gelen proteinlere karşı reaksiyon oluşarak embriyonun tutunamadığı düşünülerek yine aşı tedavisi uygulanıyor.

Tekrarlayan düşüklere sebep olan diğer nedenler nelerdir?

İmmünolojik nedenlerin yanı sıra, anatomik, hormonal, genetik nedenler, enfeksiyonlar ve çevresel faktörler de etkilidir.

Anatomik nedenler: Tekrarlayan düşük yapan kadınların %10-15’inde rahim yapısında bozukluklar görülür. Bunlar rahimde septum (bölme), rahim içi yapışıklıklar, çift rahim, myom ve rahim ağzı yetmezliği gibi anormalliklerdir. Rahim ağzı yetmezliği ikinci üç aylık dönemde görülen düşüklerin en önemli nedenlerinden biridir. Bu durum rahim ağzının gebeliğin çok erken döneminde açılarak amnion zarlarının yırtılmasına ve erken doğum eyleminin başlamasına neden olur. Gebeliğin 9-12.haftaları arasında rahim ağzına dikiş atılarak rahim ağzı yetmezliğine bağlı görülen düşükler önlenebilir. Genel anestezi altında yapılan bu işlem 15-30 dakika sürer ve bebeğe zarar vermez.

Hormonal nedenler: Tiroid bezinin fazla veya az çalışması

Luteral faz yetmezliği: Adet siklusunun yumurtlamadan sonraki ikinci döneminde yani luteal fazda, rahmin iç tabakasının yeteri kadar gelişmemesi ile ortaya çıkar. Rahmi döllenmiş embryonun tutunabilmesi için uygun hale getiren progesteron hormonunun düşük olması kısırlık ve düşüklere yol açar. Tedavide amaç eksik olan hormonu yeterli düzeylere çıkarmaktır. Gebe kalınır kalınmaz progesteron kullanımına başlanıp, gebeliğin 12.haftasına kadar devam edilmesi önerilir. Bir diğer tedavi ise gebelik hormonu enjeksiyonları yapılarak progesteron sentezlenmesini sağlamaktır.

Prolaktin: Süt üretimini uyaran bu hormonun yüksek düzeyde olması da yumurtlama ve lutealfaz bozukluklarına yol açar.

Genetik nedenler: Gebeliğin ilk üç ayında görülen düşüklerin %40-60’ı genetik bozukluklara bağlıdır. En sık rastlanan genetik bozukluk kromozom sayısında görülen anormalliklerdir. Genetik nedenlerin belirlenebilmesi için varsa düşük materyalinden ve eşlerden alınan kan örneklerinden genetik inceleme yapılır.

Enfeksiyonlar: Cinsel temasla veya bozuk hijyenle geçebilen birçok enfeksiyon düşüğe neden olabilir.

Çevresel faktörler: Gebeliğe hazırlanan veya gebe olduğunu öğrenen birçok kadının bu çevresel faktörlerden en kısa zamanda uzaklaşması gerekir.

Sigara, üremenin birçok basamağını olumsuz etkiler. Kan dolaşımını ve embryo gelişimini olumsuz etkileyerek düşüklere sebep olur.
Alkol, DDT, civa, kurşun ve çinko gibi bazı kimyasallar ve radyasyon da düşüklere ve doğumsal anormalliklere neden olur.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz